Çağımızın bize sunduğu en büyük dezavantajlarından biri kilo almamızdır yani obezitedir. Obezite, hem erişkinleri hem gençleri hem de çocukları kapsayan yaygın bir hastalıktır. Obezite diyabete, insülin direncine, kolesterol yüksekliğine, tansiyon yüksekliğine de neden olur.

Obezite genel olarak bedenin yağ kütlesinin yağsız kütleye oranının aşırı artması sonucu boy uzunluğuna göre vücut ağırlığının arzu edilen düzeyin üstüne çıkmasıdır.

Bilindiği üzere beslenme; anne karnında başlayarak yaşamın sonlandığı ana kadar devam eden yaşamın vazgeçilmez bir ihtiyacıdır. İnsanın büyümesi, gelişmesi, sağlıklı ve üretken olarak uzun süre yaşaması için gerekli olan besin öğelerini yeterli ve dengeli miktarda alıp vücutta kullanabilmesidir. Karın doyurmak, açlığı bastırmak, canının çektiği şeyleri yemek veya içmek değildir.

Günlük yaşamda bireylerin (gebe, emzikli, bebek, okul çocuğu, genç, yaşlı, işçi, sporcu, kalp-damar, şeker, yüksek tansiyon hastalığı, solunum yolu bozuklukları vb.) yaşa, cinsiyete, yaptığı işe, genetik ve fizyolojik özelliklerine ve hastalık durumuna göre değişen günlük enerjiye ihtiyacı vardır.

Sağlıklı bir yaşam sürdürmek için, alınan enerji ile harcanan enerjinin dengede tutulması gerekmektedir. Yetişkin erkeklerde vücut ağırlığının %15-18’i, kadınlarda ise %20-25’ini yağ dokusu oluşturmaktadır. Bu oranın erkeklerde %25, kadınlarda ise %30’un üstüne çıkması obeziteyi oluşturmaktadır.

Günlük alınan enerjinin harcanan enerjiden fazla olması durumunda, harcanamayan enerji vücutta yağ olarak depolanmakta ve obezite oluşumuna neden olmaktadır. Buna paralel olarak, günümüz teknolojisindeki gelişmeler, yaşamı kolaylaştırmakla birlikte, günlük hareketleri önemli ölçüde sınırlamıştır.

Anlaşılacağı üzere obezite; besinlerle alınan enerjinin (kalori) harcanan enerjiden fazla olması ve fazla enerjinin vücutta yağ olarak depolanması (%20 veya daha fazla) sonucu ortaya çıkan, yaşam kalitesini ve süresini olumsuz yönde etkileyen bir hastalık olarak kabul edilmektedir.

Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) tarafından da obezite, sağlığı bozacak ölçüde vücutta aşırı yağ birikmesi olarak tanımlanmıştır. 

Dünyada obezite prevalansı 1975 ile 2016 arasında neredeyse üç kat arttı.

2016 yılında, 18 yaş ve üstü 1,9 milyardan fazla yetişkin aşırı kilolu idi. Bunlardan 650 milyonu aşkın yetişkin obezdi.

2016 yılında, 18 yaş ve üstü yetişkinlerin %39′ u (erkeklerin %39’mu ve kadınların %40′ ı) aşırı kilolu idi.

Genel olarak, dünyadaki yetişkin nüfusun yaklaşık %13′ ü (erkeklerin %11′ i ve kadınların %15′ i) 2016′ da obezdi.

2016 yılında, 5 yaşın altındaki 41 milyon çocuğun aşırı kilolu veya obez olduğu tahmin edildi. Bir zamanlar aşırı kilo ve obezite yüksek gelirli bir ülke problemi olarak kabul edilirken, şuan özellikle kentsel ortamlarda düşük ve orta gelirli ülkelerde de giderek artmaktadır. Afrika’da, 5 yaşın altındaki aşırı kilolu çocukların sayısı 2000’den bu yana yaklaşık yüzde 50 oranında artmıştır.

2016 yılında 5-19 yaş arası 340 milyondan fazla çocuk ve genç aşırı kilolu veya obezdi.

1975′ te 5-19 yaş arası çocukların ve ergenlerin sadece %1′ inin altında obez olmasına karşın, 2016′ da 124 milyondan fazla çocuk ve ergen (kızların %6′ sı ve erkeklerin %8′ i) obezdi.

Obezitenin oluşumunda en önemli etkenler çevresel ve genetik faktörlerdir. Diğer faktörler ise; yaş, cinsiyet, hormonal sistemde bozukluklar, hareketsiz yaşam gibi faktörlerdir. Bütün bunlara ek olarak sizin yaptıklarınız ya da yapmadıklarınız da size kilo aldırır. 

Kilo verme programı sayesinde hatalı davranışlarınızı tespit edip size doğru olanı göstermek için her seansta ayrıntılı bir görüşme yapıyorum. Seanslar esnasında kapsamlı vücut analizi (vücut ağırlığı, yağ oranı (%), viseral yağ oranı, sıvı oranı (%), kas ağırlığı, bazal metabolizma hızı) değerlendirmesi yapıyorum ve doktorunuz tarafından yorumlanmış kan tahlili sonuçlarınızı inceleyerek size ve yaşam şeklinize en uygun beslenme programınızı oluşturuyorum. 

Diyetin sıkıcı olmaması ve keyifle uygulanması için farklı tarifler sunuyorum. Her seansta yaşadığınız problemlere yönelik diyet listenizi güncelliyorum. Düzenli aralıklarla geldiğiniz seanslar sayesinde siz zayıflarken, motivasyonunuz da hep yüksek kalıyor.